“ASKERİ HASTANELER YENİDEN AÇILMALI”

Admin 02 Ekim 2019 Dernek Haber 844 -A+
15 Temmuz darbe teşebbüsünden 5 gün sonra KHK ile, GATA ve askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne bağlanmıştı. Askeri hastanelerin yeniden hizmete açılması konusunda bir basın açıklaması yapan Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, Askeri hastanelerin önemine değindi.
Resmi büyütmek için üzerini tıklayın...

“ASKERİ HASTANELER YENİDEN AÇILMALI”

15 Temmuz darbe teşebbüsünden 5 gün sonra KHK ile, GATA ve askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne bağlanmıştı.

Askeri hastanelerin yeniden hizmete açılması konusunda bir basın açıklaması yapan Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, Askeri hastanelerin önemine değindi.

Askeri hastanelerde görevli doktor, hemşire ve diğer sağlık personellerinin her birinin askeri personel olduğunu, askeri eğitim aldıklarını ve bunun da silahlı yaralanma ve operasyonlar için büyük önem taşıdığını söyledi.

Askeri hastanelerde güvenliğin en üst seviyede olduğunu belirten Başkan Kumartaşlı, bir çok askerin yaralanması halinde devlet hastanelerine götürülmek istemediğini Askeri hastanelere gitmek istediklerini belirtirken, askerlerin can güvenliğinin de devlet hastanelerinde sağlanamadığını söyledi.

3 ay önce Şırnak'ın İdil ilçesinde, güvenlik güçleriyle PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Teğmen Şafak Evran’ın da bu konuda babasına bir vasiyetinin olduğunu ancak vasiyetin yerine getirilemediğini söyleyen Kumartaşlı; “Şehidimiz babası Hayrullah Evran’a vasiyet etmiştir. Kendisinin yaralanması halinde kesinlikle Şırnak’taki devlet hastanesine götürülmemesi, kendisinin Askeri Hastaneleri götürülmesi vasiyet etmiş. Ancak Şehidimiz yaralı halde Şırnak Devlet Hastanesine götürülmüş ve ne yazık ki Şehit düşmüştür” dedi.

Askeri sağlık hizmetinin, askeri harekatın bir parçası olduğunu belirten Kumartaşlı; “Bu hizmet, askerliği ve operasyonel mantığını bilen kişilerce verilir. Yani; “Üç ambulans gönderir ve yaralıları aldırırız…” düşüncesinden çok daha öte bir anlam taşır”dedi.

Bu ve buna benzer bir çok örneğin ve vasiyetin olduğunu söyleyen Kumartaşlı, Asker hastanelerin neden derhal açılması gerektiği konusu maddeler halinde açıkladı.

Kumartaşlı;

1- Diyarbakır başta olmak üzere, terör bölgesinde bulunan asker hastanelerinin, sivil hastanelerden önemli farklılıkları vardır. Bu farklar;

a) Güvenlik seviyesi üst düzeydir (Bu durum belki de en önemli konudur. Hem hastane, çalışan ve hastaların fiziki güvenliğini korumak açısından, hem de bir operasyona personelin her an hazır olması açısından…),

b) Tüm personeli özel araştırmalardan geçirilerek görevlendirilmiştir (Bu, istihbarat ve istihbarata karşı koyma konularında fazlasıyla önem taşır.),

c) Doktorları çoğunlukla subaydır ve sağlık memuru vd. konularda görev yapan sağlık personeli astsubaydır (Personelin çoğunluğunun askeri eğitim almış olması, ki buna hemşireler de dahildir, operasyonlarda çok büyük önem arz eder…),

d) Hemşireleri özel yetiştirilmiş, istihbarat incelemeleri titizlikle yapılmış kişilerdir (Bu personel için çok önemlidir, çünkü yaralı ve hastalara doğru tedavinin uygulandığı, doğru ilaçların verildiği ve kasıtlı bazı zararların verilmediğinden emin olunmasını sağlar.),

e) Personel 7 gün 24 saat esasına göre çalışan, fazla mesai, performans gibi dertleri olmayan, yaralı askerlerimize hizmet ederken ailesini bile unutan insanlardan oluşur (Asker hastanelerinde, çatışmadan yaralı geleceği haberi hastaneye ulaştığında saat kaç olursa olsun, imam dahil herkes mesaideki yerini alır.),

f) Bu nedenle, bu hastanelere giden, askerlerimiz, diğer güvenlik güçlerimiz ve ailelerimiz kendilerini güven içinde hissederler (O bölgede ki polis ve koruculara da sorulduğunda hepsi bir yaralanma halinde, asker hastanelerine gitmek istediklerini ifade eder. O bölgede; sivil hastanelerde görev yapan, doktorundan hemşiresine bazı personelin PKK sempatizanı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu insanların bazı uygulamaları nedeniyle, büyük sorunlar oluştuğu ve oluşacağı ortadadır.).

 2- Kıtalarda görev yapan asker hekimlerin yeri nasıl doldurulacaktır?

a) Uçuş doktoru kim olacaktır (Hava Kuvvetleri hangi sivil doktorla çalışacaktır.),

b) Gemilerde kim aylarca sefere çıkacaktır (Hangi sivil doktor sadece maaş alarak, gemilerde aylarca görev yapacaktır.),

c) Terörle mücadelede ve savaş sırasında kim birliğiyle çatışmanın ortasına girecektir (hangi sivil doktor, silah kullanmayı bile bilmeden çatışmaya katılacaktır? Tabii ki Tabip Asteğmen olarak çatışmalara katılmış, kahramanlık göstermiş vatansever meslektaşlarımızın fedakarlıkları göz ardı edilemez. ),

d) Sualtı hekimi kim olacaktır (Sadece bazı özel durumlar dışında maddi hiçbir getirisi olmayan bu alanda kim uzmanlık eğitimi alacaktır?),

e) Harp cerrahisi ve psikolojisi gibi alanlarda kim çalışacaktır (Bu özel alanlarda yıllarca birikmiş tecrübeler ne olacak ve bu alanlar da yapılan çalışmalarda gizlilik ilkesine kim uyacaktır?).

 3- Askere alım, özel personel seçimi, atamaya esas raporlar, sınıf değişiklikleri, askerden ayrılma vd. gibi özel bilgi birikimi gerektiren raporları kim verecektir.

 Daha saymaya kalksam, sabaha kadar, asker hastaneleri neden kapatılmasın diye sayarım. Terörle mücadele de yıllarca çalışmış biri olarak daha sayacağım çok madde var ama susuyor ve ülkemiz için; alınan ve yanlış olduğunu düşündüğüm bu karardan dönülmesini umuyorum.

 Yoksa şu bilinmelidir ki; askeri sağlık hizmeti, askeri harekatın bir parçasıdır ve bu hizmet, askerliği ve operasyonel mantığı bilen kişilerce verilir. Yani; “Üç ambulans gönderir ve yaralıları aldırırız…” düşüncesinden çok daha öte bir anlam taşır” dedi.

Whatsapp'ta Paylaş